Akın Üner

MAVİ KELEBEKLER RENGİNİ NERDEN ALIR?

Akın Üner

Balkan kelimesi, birbiriyle çelişkili gibi görünen iki kelimeden oluşur: Bal ve kan…

Bal, tatlıdır. Balkanların bereketli, huzurlu, güzel yanını temsil eder.Kan ise acıdır. Aynı coğrafyanın gözyaşlarıyla ıslanmış, felaketler ve savaşlarla harmanlanmış yanını anlatır.

                                                   ***

Ederlezi, Balkanların hüzünlü yanını anlatılan bir ağıt… Türkçesi, bizim bildiğimiz Hıdrellez… Ancak, balkanların ballı yanı misali, ismini bir bayramdan alsa da kanlı yanını anlatıyor, bu türkü…

Aslında Balkanlardaki çingene azınlığın acılarından dem vuruyor.Özgün hali, Romanca ya da diğer bir deyişle Çingene dilinde…

                                                  ***

Bu türkünün dünya çapında bilinmesini sağlayan Boşnak yönetmen Emir Kusturica’nın Çingeneler Zamanı isimli oldu.

Bu filmin müziklerini yapan Sırp asıllı ünlü müzisyen GoranBregovic, bu ağıtı tüm dünyaya tanıtan isim oldu.

Sonraki dönemde patlayan Bosna savaşıyla birlikte bu halk türküsü, Boşnakların acılarıyla adeta özdeşleşti.

                                                  ***

Kızların ağıtlar düzerken Bosna yaylalarında,

Acıya bulanmıştı şenlikleri,

Ederlezi yine gelmişti her sene geldiği gibi,

Ne bilsin burada yetim kızlar var

Bu sene ederlezi babasız kalmıştı

Yetim kızların yürekleriydi gelen.

Sarı saçları mavi gözleriyle,

Gökyüzü bile özenirdi güzelliklerine,

Deniz utanırdı mavisinden,

Cenazelerle uğurlanmıştı ederlezi,

Şurada yatan kefensiz, babalarımızdı

Ah ederlezi, niye geldin bu sene

Bilmez misin, buradaki kızlar yetim

Şurada yatan babalarımızdı, kefensiz

Yaslar bağladı sarı saçlarımız

Babasızdı mavi gözlerimiz

                                                     ***

1992’de ilk kıvılcımları çakan Bosna savaşının en acı karelerinden birisi 11 Temmuz 1995’te yaşanan Srebrenitsa katliamı oldu.

Bosna ile Sırbistan sınırında bir şehir olan Srebrenitsa, 1993’te Birleşmiş Milletler tarafından Boşnaklar için güvenli bölge ilan edilmişti.Sırplar bu kararı dinlemeden saldırılarını sürdürdü ve 1995 temmuzunda kenti ele geçirdi.

Binlerce Boşnak, yakınlardaki Hollandalı Birleşmiş Milletler askerlerinin bulunduğu kampa sığındı.Ancak buraya gelen silahlı Sırp milisler, Hollandalıların en küçük direnişi olmadan masum sivilleri alıp götürdüler.

Bu olay, Bosnalı Sırp generalRatkoMladiç’in tarihe kasap olarak geçtiği katliamın ilk adımıydı.Resmi kayıtlara göre 8372 Bosnalı sivil erkek, Sırp katiller tarafından katledilip kimsenin bilmediği toplu mezarlara gömüldü.

                                                     ***

Aslında Bosna savaşında katledilen 250 binden fazla insandan sadece küçük bir kısmıydı Srebrenitsa’da katledilenler…Ama Birleşmiş Milletlerin gözleri önünde gerçekleşmesi ve doğrudan savunmasız sivilleri hedef alması nedeniyle Bosna katliamının sembolü sayılacaktı.

Toplu mezarların bulunması neredeyse imkânsızdı. Tamamen ıssız, ormanların içlerinde, dere yataklarında yerler seçilmişti.Yapılan tüm aramalara rağmen öldürülen binlerce masumun koyun koyuna gömüldükleri toplu mezarlar tespit edilemiyordu.

Sonra bir mucize oldu.

                                                   ***

Cesetlerin olduğu yerlerde Türkçesi Pelin Otu olan artemis isimli bir bitki boy göstermeye başladı.Artemislerin cazibesine kapılan binlerce mavi kelebek, toplu mezarların olduğu yerlere konmaya başladı.

Mavi kelebeklerin toplandıkları yerlere bakılarak 300’den fazla toplu mezar yeri bulundu.Bu Allah’ın bir mucizesi olarak kabul edildi.

                                                  ***

Avrupa’nın orta yerinde, Birleşmiş Milletlerin gözü önünde yapılan bu korkunç katliamdan çıkartmamız gereken çok ders var…

Türk ve İslam düşmanları, her zaman fırsat kolluyorlar.Zaafa düşmemizi, güçsüz olduğumuz anı bekliyorlar.İmkânını bulduklarında Türkleri ve Müslümanları acımasızca katledip ölüm çukurlarına doldurmaya hazır bekleyen düşmanlarımız var.

Bizim milletçe zayıf düşme lüksümüz yok.

Bunun için yeni nesillere Srebrenitsa’nın kan kokusuna gelen mavi kelebeklerinin öykülerini ve Ederlezi türküsünde anlatılan mavi gözlü kızlarımızın ağıtlarını hiç unutturmamak zorundayız.

 

NOT: Bu yazının görüntülü köşe yazısı halini belgesel tadında aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.