İnsan üç kere doğarmış.
İlki annesinden..
Sonra tercihlerinden.
40'ından sonra da tercihlerinde yaptığı hatalardan..
Hata yapmamak diye bir şey yoktur.
Az hata yapmak vardır.
Kimi daha şanslı doğuyor elbette.
Yaşam yolunda önüne hep kısmetli menüler sunuluyor.
Kimi ise, müzmin bir kadersizlik içinde yaşamın içindeki canavarlarla boğuşup duruyor.
Şimdilerde, bir hayat nasıl yaşanmalı tarzı kitapların çok ilgi gördüğüne şahit oluyorum.
Bir insanın, nasıl yaşlanmak isteyeceğine bir kitap mı düzen verecek?
Bunu anlamakta zorluk çekiyorum.
Bir insan, başkasının yaşam koçluğuna ihtiyaç duymadan da yaşamını sürdürebilir pekâlâ.
Mutlu da olabilir, mutsuz da..
Dolu dolu da gülebilir, bıyık altından da..
Sonuçta, yapılan hatalar da insanın bir parçasıdır.
John Locke'a göre insan zihni doğduğu anda boş bir levhadan ibarettir.
Bundan sonrası, size kimin ve nasıl yol gösterdiği ile alakalı..
Tam bu noktada, aklın yol göstericiliğinin önemini kim inkar edebilir?
18 yaşındaki tercihleri ile barışık olanlar derneğinin doğal üyesi olarak söyleyebilirim ki, yaşam bir küs insan işi değildir.
Çiçeğe, böceğe duyulan sevgi bile insanı diri tutabilir.
Bir tutku, peşinden sürükleyebilir.
Bazen o tutkuların sonu hüsran da olabiliyor ama insan asla kovalamaktan vazgeçmiyor.
40'ından sonra da işte böyle hayata dair toplama çıkarma yapmak ve muhasebe için epeyce zaman kalıyor insana.
Dünya, al kınalı bir gelindir ve gönül, yaşı kaç olursa olsun onun peşinden koşuyor.
Gençlik baharsa, ihtiyarlık kış mıdır?
Bir güneşin doğuşu ve batışı gibi, insanın da bir iklimi var kendi içinde.
Bu iklimin seyrüseferinde eğer isterse yeniden yeniden doğabilir insan.
Bunu başarabilmek insanı tazeliyor galiba.
Aysel Gürel geldi aklıma.
Deli dolu yaşadı, kafasına göre..
Ömrünü tamamladı gitti, daha önce gidenler gibi ama biz onu her gördüğümüzde pozitif bir ışığı vardı.
Çevrenizde böyle insanlar yok mu?
İnsan bitti demeden bitmez.
Sadece hisler talimat almıyor zihinden.
Gerisi tamamen, kontrol altında.
Ölüm emrini önce zihin veriyor; azrail sadece icra memuru.
Hayat, sizi kucaklamak için bekliyor
Siz eğer marketteki macar salamını, Macar Selami diye okuduğunuz anda havlu atarsanız şayet, hayat size nasıl sahip çıksın?
Güneşli bir pazar günü bugün.
Gününüz güzel geçsin.
Yaşadığınız güzel şeylerin hepsi kâr hanesine yazılıyor, bunu hiç unutmayın.
