Av. Tufan Akcagöz

ÜNİVERSİTE'NİN RUHUNA ÜÇ İHLAS BİR FATİHA

Av. Tufan Akcagöz

Müjde!

Üniversite yönetimlerine akademi dışından adam atamanın önü açılıyor.
'Bundan bize ne?' diyenlere söylüyorum; sizin sırtınızdan ceketinizi almadan gerçekleri göremeyeceksiniz bunu biliyorum ve sizi ikna etmek için ısrarcı olmuyorum.
Benim sözüm, idrak yolları açık olanlara.
Hükümet, üniversiteleri yeniden yapılandırıyor. 
AKP hükümetleri döneminde başına gelmedik kalmayan üniversiteler, bakalım bundan sonra ne hale gelecek? 
Taslağa göre, tüm devlet üniversitelerinde üniversite konseyleri oluşturulacak.
Konsey üyeleri, üniversitenin misyonuna uygun, ‘ülkenin kültür, sanat ve iktisadi hayatına temayüz etmiş, toplumla üniversite arasında köprü kurabilecek kişiler’ arasından seçilecek.
Çevrenizde böyle tanıdıklarınız var mı?
Benim var. 
Hem de çok.
Bunların bir kaç özelliğini söylesem hemen tanırsınız siz de..
Saray önlerinde gezerler mesela..
Tek başlarına asla göremezsiniz; üçerli beşerli dolaşırlar.. 
Tarifsiz bir korku içinde yaşarlar. 
Askerliklerini bedelli yapmışlardır ama bir şehit olsa ilk tweeti onlar atar.
'Oğlum olsa askere göndermezdim' derler ama şehit edebiyatını, adeta doktora düzeyinde sergilerler.. 
Bunların, belli bir yaşın üzerinde olanlarının çocukları ya da damatları, mutlaka ihaleci takımındandır.
Hükümet partisinin kazandığı belediyelerde hep bunların eli ayağı vardır.
Bu işin özeti şudur..
Siyasi iktidar, yandaşlarını üniversiteye kaydettirip akademik kariyer yaptıramayacağına göre, geriye tek bir seçenek kalıyor..
O da, işte böyle arkadan dolanarak, konsey adı altında yandaşları istihdam etmek.. 
'Zaten dünya bilim sahasında türk üniversiteleri itibar üzerine itibar kaybederken, bir de üzerine bu gelirse daha kötü olmaz mı? İşler hepten alt üst olacak!' diyenlere bir fıkra armağan ediyorum. 
Adamın biri, sohbetlerinde gündelik yaşamdaki olumsuzluklardan örnekler vererek:
'Böyle giderse kıyamet kopacak, dünyanın altı üstüne gelecek' diyerek hiç durmadan çevresindeki insanları karamsarlığa itiyormuş. 
Bu konuşmalardan birisini duyan Bektaşi dayanamayıp cevap vermiş:
'Gelsin imanım demiş, şu dünyanın haline bak, belki altı üstünden iyidir.'