Samsun Son Haber

ENFAL SURESİ 70.AYET HZ.ABBAS’A NE SÖYLEMİŞTİ?

Samsun Son Haber

Hz. Peygamber’den yaklaşık 3 sene önce dünyaya gelmişti amcası Hz.Abbas. Maddi durumu çok iyi olduğundan Kabe’yi ziyarete gelen hacılara su dağıtma ve onlara yemek verme görevi şahsına verilmişti. Nitekim onun bu cömertliğini yeğeni Hz.Muhammed(s.a.v) : ‘Kureyş’in en cömerdi ve akrabalık bağlarına en çok riayet edeni’ diyerek övmüş, O’na duyduğu hürmeti ise ‘İnsanın amcası babası gibidir’ sözüyle dile getirmiştir.

Müslümanların bir keşmekeş içinde olduğu o sancılı süreçlerde, Hz.Abbas henüz İslam ile şereflenmediği halde onlara yardım elini uzatmış, geniş nüfuzunu, yetkilerini ve parasını kullanarak Mekke’deki Müslümanları gizli bir şekilde himaye etmiş ve desteklerini sürdürmüştür.

Peki Hz.Abbas hangi olay vesilesiyle iman etmiş ve Müslüman olmuştur?

Hicretten sonra Mekkeli müşrikler yeni oluşan ve her geçen gün büyüyen Müslüman azınlığı ortadan kaldırmak için savaş hazırlığı içindeydiler. Uzun zamandır bekledikleri savaş fırsatı nihayet gerçekleşmiş ve Hz. Abbas’ı da zorla bu savaşa yani Bedir Savaşına dahil etmişlerdi. Hz. Peygamber amcasının bu durumunu duyunca: ‘Abbas'a her kim rast gelirse sakın öldürmesin. O, müşriklerin zoru ile yurdundan gönülsüz çıkmıştır.’ diyerek Müslümanları uyarmış ve onu korumuştu.

Filhakika Hz.Abbas tam da yeğeninin öngördüğü şekilde Müslümanların eline geçmiş ve esir edilmiştir. Yeğeninin huzuruna çıkartıldığında ise bir Peygamber amcası olmasına rağmen bugün diğer esirlerden bir farkı olmadığı, adaletten şaşılmayacağı ve özgürlüğünün karşılığında kendisi ve kardeşleri için fidye vermesi gerektiği söylenmiştir. Nitekim bu olay üzerine şu ayet nazil olmuş ve fidyeyi vermesi halinde Allah’ın daha iyisi ile mukabelede bulunacağı müjdelenmiştir:

‘Ey peygamber! Elinizdeki esirlere şöyle de: "Eğer Allah sizin kalplerinizde bir düzelme görürse sizden alınandan daha iyisini size verir ve sizi bağışlar." Allah engin rahmet ve mağfiret sahibidir.’ (Enfal/70)

Bu ayet üzerine Hz.Abbas yanındaki altınları verir lakin bu fidyesini karşılayacak miktarda değildir. Hz.Abbas yanında bundan başka parası olmadığını söyleyerek serzeniş eder yeğenine: ‘Benim bu kadar meblağa gücüm yetmez, şayet verirsem beni Kureyş’in fakiri dedirtecek hale koyarsın. Hayatım boyunca ötekine berikine avuç açacak hale gelirim.’ Bu figan üzerine Allah Rasulü onun İslam ile şereflenmesine neden olacak şu soruyu sorar: ‘Eşinin yanına bıraktığın altınlara ne oldu?’

Zira Hz.Abbas savaşa çıkmadan hemen önce eşine altınlar vermiş ve kendisine bir şey olduğu takdirde bu parayı kullanmasını söylemişti. Peki sadece karısıyla paylaştığı bu sırrı yeğeni nasıl bilebilir, gaybdan nasıl haber verebilirdi?

Amcası oldukça şaşkın bir halde :  "Vallahi senin Rasulullah olduğuna şehadet ederim. Bunu benden, bir de Ümmü'l- Fazl'dan başka hiçbir kimse bilmiyordu." diyerek hemen orada iman etmiş ve bu olay vesilesiyle Müslüman olmuştur.

Enfal Suresi 70.ayet, aslında sadece malımızı infak ettiğimizde daha iyisi ile karşılaşacağımızı haber vermez bizlere. Bu ayet Allah’ın dilemesiyle her zaman ve her koşulda bizden ne alınmışsa muhakkak önümüze geleceğini, kayıplarımızın ziyan değil yatırım olduğunu, bugün eksilsek de yarın artacağımızı ve daha güçlü serpileceğimizi de haber verir.

O halde biz Müslümanlar hiçbir olay yüzünden tasalanmamalı, ümitsizliğe düşüp boğulmamalı, her şeyde muhakkak bir hayır olduğu bilinci ile yaşamalı ve tevekkülü elden bırakmamalıyız. Çünkü ayette de dediği gibi: ‘(Allah) sizden alınandan daha iyisini size verir.’

Ramazan biterken bu idrakte olmak ve bundan sonra bu minvalde yaşamak dileği ile…