Haftanın Kitabı - Amat

Haftanın Kitabı - Amat

Haftanın kitabında sizlere İhsan Oktay Anar'ın Amat adlı romanını tanıtacağız.

Amat özel ve ağır bir kitap. Öncelikle onu söylemek lazım. İhsan Oktay Anar'ın 2005 yılında piyasaya çıkan bir romanı. Amat, bir geminin adı. Bu nedenle denizcilik,daha doğrusu gemicilik terimlerinin bolca geçtiği bir roman...

Romanla ilgili çok şey söylenebilir esasında. Mesela, tam bir İhsan Oktay Anar romanı olduğu. Sıkı bir postmodern roman; alt metinlerinde çok sayıda göndermenin olduğu bir eser.

İhsan Oktay Anar'ın okurlarının iyi bildiği bir üsluba sahip olan kitap, Osmanlı döneminde geçiyor. Zaten Osmanlı Türkçesine çok hakim ve bunu çok kıvamında kullanabilen bir yazar. Nitekim burada da benzer bir durum söz konusu...

Peki mevzu nedir? İstanbul'dan yola çıkan Amat adlı bir geminin hikayesi, daha doğrusu bu gemidekilerin hikayesi... Amat Akdeniz'e bir sefere çıkıyor. Bu seferin ne olduğu, niçin olduğu pek bilinmemekle birlikte bilinen kısmı şu; kara bayraklı bir geminin Osmanlı gemilerini batırması üzerine bu gemiyi bulmak için Akdeniz'e, Malta civarına kadar ilerleyecek.

Şahane felsefi ve dini göndermeler var içerisinde. Kur'an'ı Kerim'den bir takım ayetler var. Başlangıçta da yine, İncil'den bir bölümle başlıyor. Bizim az ya da çok bildiğimiz şeyler var. Mesela neler mi?

Hazreti Nuh tufanı ve onun bir gemi yapması; cehennem benzetmeleri ve zebaniler üzerinden cehennemin katları, yani geminin alt katlar;ı İsrafil'in kıyamet günü sura üflemesi; Hz. Süleyman'ın rüzgâra hükmetmesi; Allah'ın insanı yarattığında, şeytana benim bu yarattığıma secde et demesi; Habil'in öldürülmesi gibi kutsal metinlere ait kıssalara epeyce gönderme var. Bu anlamda da ilginç bir kitap olduğunu söylemek gerekiyor.

Eserde ilgi çekici bir şekilde olay akışı var. Yani hikâye akıyor. Okuru sıkan, bıktıran, hareketsiz bir roman değil; tam tersi, bir macera romanı gibi bile okunabilir.

Eserde birçok farklı karakterler var, kırbaç Süleyman Paşa, Abuzer Reis, Hekim İbrahim veya Abraham, İsrafil ve tabii bilhassa Diyavol Paşa, Fitilli Daniyal ve Emilio Santos... Bazıları bağımsız birer hikaye gibi de okunabilir.

Başrolünde bir geminin olduğu romanda başeskiler,Yeniçeriler, karakullukçular, şövalyeler de vardı tabii.

Romanda Hz Nuh'un gemisinin tersi bir durum vardı. Orada bigünah olanlar gemiye biniyordu, buradaysa günahsız kimse yok! Hepsinin geçmişinde işlediği günahlar var bu günahların yükü ile bu gemiye biniyorlar.

Zekice planlanmış, şahane bir mizah dozajı olan, felsefi ve dini göndermeleri çok yüksek, gayet başarılı bir İhsan Oktay Anar romanı olduğunu tekrar söylemek lazım...

Hadiseler ilginç, hayal mi yoksa gerçek mi, muamma. Puslu Kıtalar Atlası'na da benzeyen bir anlatımı var.

Daha yeni yeni roman okumaya başlayan, okuma serüveninin başında olan ya da kendini çok üst düzey okuyucu olarak nitelendirmeyenler için ideal bir kitap olduğunu pek söyleyemeyiz. Çünkü zorlanırlar. Ama dediğimiz gibi, çok başarılı bir postmodern roman örneği Amat... Üstelik ödüller kazanmış ve emin olun bunu fazlasıyla hak etmiş bir roman.