Haftanın Kitabı Lanetli Avlu / Ivo Andriç

Haftanın Kitabı Lanetli Avlu / Ivo Andriç

Haftanın kitabında bu hafta sizlere Nobel ödüllü yazar Ivo Andriç'in Lanetli Avlu adlı kitabını tanıtacağız.

Lanetli Avlu

Drina Köprüsü adlı romanıyla tanınanİvo Andriç,Osmanlı bakiyesi birBosna’da doğmuş, Avusturya yönetiminde büyümüş ve bağımsız Yugoslav krallığı ve Tito Yugoslavya’sında yaşamış bir aydındı. Tam bir Balkanlıydı da diyebiliriz.

Hatta kitabın adıyla ilgili bir tespitimizi de yazmak isteriz. Avlu kelimesi Sırp/Hırvat/BoşnakçayaTürkçeden geçmiştir. Binlerce kelime gibi… Onlar Avlija derler. Hatta Dino Merlin’in meşhur Alija şarkısında da avlija diye bir ifade geçer ve Alija ile uyak oluşturur. Evet, avlu onların dillerine Türkçe’den geçmiştir lakin ilginç olan şu, bizim dilimize de Rumcadan geçmiştir. Sadece “avlu” kelimesi bile Balkanların nasıl birbirine hem bu kadar yakın hem bu kadar uzak kültürleri sinesinde bulundurduğuna bir örnektir pekâlâ…

Lanetli Avlu, bir novella ayarında. Andriç’in ölümünden sonra neşredilmiş. Eser aslında gayet başarılı ancak bir eksik bırakılmış hissi veriyor. Yani çok iyi bir mekân-kurgu yakalayan Andriç bunu bir romana çevirmek yerine kısa tutuyor.

Lanetli Avlu, Osmanlı İstanbul’unda bir mapushane avlusunu merkeze alarak orada bulunan bazı karakterlerin hikayelerini anlatıyor. Büyük adamlar, yazarlar her zaman evrensel konulara eğilirler. Adalet de bunlardan biridir. Andriç için Türk/Osmanlı düşmanı gibi ithamlar yapılıyor. Bu belki de çok izafi bir durumdur. Andriç Türk düşmanlığı yaparken, mesela Sırp milliyetçiliği de yapıyor mu? Lanetli Avlu için cevap verirsek, böyle bir durum yok.

Kitaptaki muhayyel İzmir valisi gibi tipler elbette ruhunu politikaya satmış, merhametsiz kişilikler. Ancak elinizi vicdanınıza koyup, söyleyin; bugün bile böyle politikacılar, bürokratlar yok mu? Durumdan vazife çıkaran, kendisi gibi düşünmeyen herkesi tehdit eden, hakaretin bin çeşidine maruz bırakanlar yok mu? Dahası bugün bile cezaevlerinde hukuksuz kararlar yüzünden yatan insanlar yok mu? Bunları dile getirmek o ülkeye düşmanlık mıdır yoksa iyiliği istemek midir? Kaldı ki, Andriç’in hikâyesinde İzmir valisine karşı iyilik timsali olan, adil bir İzmir kadısı da var. Keza, hikâyenin baş aktörlerinden Kâmil/Cemil hatta Cem Sultan, kötü mü nakledilmiş? Hayali kişilikler yerine gerçek karakterlerin anlatıldığı Bayezid/Cem kavgası ve bunun Avrupa’ya yansımalarında hem tarihî gerçeğe uygun hem de objektif bir anlatım vardı.

Hapsedilmek, hele de haksız yere hapsedilmek gayet iyi anlatılmıştı. Atmosfer iyi verilmişti. Altı çizilecek satırlar vardı.
Mesela, ""Bir devleti ve yönetimi tanımak ve istikbalinin ne olduğunu bilmek istersen o ülkede kaç tane namuslu, masum insanın hapiste olduğuna ve kaç suçlu ve kötünün serbest dolaştığına bakman yeterli..." gibiler...

Bu arada eserdeki karakterin bazen Kâmil bazen Cemil olmasını anlayamadık. Çeviri hatası mıdır? Kâmil’i Cem Sultan'a çevirme çabası mıdır? Orijinal halini çok merak ettik doğrusu…

Evet bir Drina Köprüsü değil elbette ama okunması gereken bir eser; hele de Balkanlara ve edebiyatına ilginiz varsa…