Mehmet Yılmaz

Karadeniz Mutfağı Çakallı'da Başlıyor

Mehmet Yılmaz

Gurbetçisi hayli bol olan Karadeniz sahil kuşağının en önemli mola noktalarından birisini Samsun’daki Çakallı mevkii oluşturuyor. Öyle ki seyahat edenler yemek molasını bile Çakallı’ya ve tabii ki meşhur menemenine göre yapıyor.

Ankara ya da İstanbul’da yaşayan Karadenizli bir aile olduğunuzu düşünün. Memlekete doğru ya da geri dönüş için yola çıktığınızda mola vermeniz gereken bazı mesafe aralıkları oluyor. İşte o aralıklar arasında en uygun olanlardan birisi de Samsun merkez ile Kavak ilçesi arasında bulunan Çakallı mevkii. Ankara ve İstanbul’u Karadeniz sahiline bağlayan karayolunda bulunan Çakallı’nın meşhur bir yemeği var; menemen. Bazı işletmelerde ismi ‘melemen’ olarak verilse de TDK sözlüğüne ve daha yaygın kullanışına göre yemeği adı menemen. Diyeceksiniz ki, bildiğimiz menemen mi? Kȃğıt üstünde evet; yani şu yumurta ve domatesle yapılan yemek lakin buradakinin tadı oldukça farklı.

Çakallı, Samsun’a 35 km mesafede, iç tarafta ve anayol üstünde bulunuyor. 5-6 km’lik güzergȃhta 40’tan fazla işletme yer alıyor. Sadece yolcular değil iyi bir kahvaltı yapmak isteyen Samsunlular da buraları tercih ediyorlar. Çakallı, ismini yolun biraz daha üst tarafında bulunan köyden alıyor. Köyün adı ise gayet açık, yani çakallardan geliyor. Çünkü Selçuklu dönemine kadar uzanan mazisinde orman içinde bulunan köy, bilhassa uzun kışlarda çakalların inişine sahne olurmuş. Tabii günümüzde pek yaban hayvanı kalmamış. Köyün tarihi çok eski ama misyonu aynı. Zira kurulduğundan beri burası hep geçiş noktası olmuş. Birkaç sene öncesine kadar harabe halinde olan ama restore edilen tarihi Çakallı Hanı yörede Selçuklulardan kalan nadir eserlerden birisi. 12. asırda Kastamonu, Merzifon, Amasya, Samsun üzerinden Kırım’a kadar uzanan ticaret hattının önemli bir ayağı imiş bu han ve civarı.

Cumhuriyet döneminde de anayolun ve tren hattının buradan geçmesiyle birlikte aynı özelliğini korumuş. Ancak burada menemen yapımını ilk olarak kimin başlattığı tam olarak bilinmiyor. Bilinen şey ise özelikle son 50 yıldır yol kenarındaki lokantalarda bu yemeğin yapıldığı. Zaten ilk başlarda tabiri caizse ‘kamyoncu lokantaları’ olarak işletilirdi bu mekȃnlar ve bu lezzetten en fazla kamyon şoförleri istifade ederdi. Öyle ailece falan pek gidilemezdi. Ancak son on yıldır işletmeler tarz değiştirdiler ve daha farklı bir hizmet üretmeye başladılar. Böylece müşteri profili de değişti.

Şimdi gelelim mevzu bahis menemenin lezzetinin nereden geldiğine… Ustalara göre ‘sevgi’ katılıyor içine. Başka bir yerde bu tadı bulamazmış. En önemli iki unsur halis tereyağı ile asla beyazı kullanılmayan yumurta. Bol tereyağına yumurtanın sadece sarısı katılıyor. Domates mümkün olduğunca o civardan tedarik ediliyor ve kabuğu kesinlikle soyuluyor. Aşırıya kaçmamak kaydıyla biberin hemen her çeşidi var, yeşil, kara, kırmızı pul biberler. Tuz ihmal edilmezken yine önemli bir ayrıntı, hem rendelenmiş kaşar peyniri hem de tel peynirin bolca kullanılması.

Menemeninizin yanında yörede üretilen bal, tereyağı ve turşu ile fırından yeni çıkmış ekmekleriniz de ikram ediliyor. Çay, ise semaver çayı… Ayrıca et yemekleri de menemen kadar revaçta.

Bir bakıma diyebiliriz ki, eğer Karadeniz Bölgesine gidecekseniz işte o güzel Karadeniz mutfağı tam da Çakallı’dan başlıyor. Sonrası pideden, balığa, kuymaktan, köfteye kadar uzanan harika bir sofra kültürü…