Mustafa BİLİK

HDP önündeki analarımızdır terörü bitirecek olanlar

Mustafa BİLİK

Yıllardır Türkiye’nin başına bela olan problem terör sorununun çözümüne yönelik ilk defa umutlanıyorum.
Terörle mücadelenin ancak ve ancak kararlı ve sert duruş ile olacağı bir gerçek. Çözüm süreci gibi politikaların yanlış olduğunu hendeklerle yaşadık gördük.


Bu defa neden umutlanıyorum? Analarımız sayesinde umutlanıyorum. Destan yazan analarımızın HDP binaları önünde evlatları için tuttuğu nöbet, Mehmetçiğimizin dağlarda tuttuğu nöbet kadar kutsal.
HDP’yi barış partisi olarak gören Avrupa PKK’yı da yıllar yılı Kürt halkının temsilcisi olarak değerlendirmedi mi?
Kürt halkı için insan hakları kisvesi altında yaptıkları izlenimini vermeye çalışan Avrupa PKK’ya en büyük desteği vermedi mi?


Şimdi o Kürt halkının anaları evlatlarını dağa kaçıran HDP ve PKK’dan hesap soruyor. Bu uluslararası arenada PKK’nın PYD’nin terör örgütü olduğunu anlatmaya çalışan Türkiye için büyük bir fırsat. Çağıralım Avrupa’nın insan hakları gözlemcilerini o anaları görsünler. HDP barış partisi mi yoksa terör uzantısı mı? Çıksın ortaya.
Bu konuyu iyi işlemek şart. Dünya’ya duyurmak hepimizin görevi. Ben orada evlatları için nöbet tutan analarımızın ellerinden öpüyorum. Evladı için çırpınan ananın önünde Avrupa da Amerika da duramaz.


Buradan da değinmek istediğim bir başka nokta var. Halkımızın oyları ile seçilene saygı duymak demokrasinin en büyük gereği. HDP bir terör uzantısı fakat bu partiden seçilen bir belediye başkanının yerine kayyım atamayı da doğru bulmuyorum.


Yarın bir gün farklı bir anlayışın iktidarda olabileceği ülkemizde o zaman birileri çıkıp ‘Bunlar dinci parti belediye başkanları cemaatlere tarikatlara para ve destek sağlıyor. O yüzden kayyım atadık’ derse ne yapacağız?
HDP terör uzantısı ise kapatılır. Bu partiden seçilen kişi teröre destek mi sağlıyor? Kanunen tutuklar gereğini yaparsın. Delilleriyle hukuk sürecini işletirsin. Kazanman mümkün olmayan bir beldede rakip adayın terör bağlantısını bile bile seçime girmesine izin verir seçimden sonrada kayyım atarsan kusura bakma samimiyet kaidesi ortadan kalkar.
Ben en çok gündeme gelen isim Ekrem İmamoğlu’nun görevden alınan belediye başkanlarına verdiği desteği doğru bulurken Diyarbakır’a kadar gidip HDP önünde nöbet tutan anaları ziyaret etmemesini yanlış buluyorum.


Bu konu geçtiğimiz günlerde AK Parti cephesinde de bölünmeye neden oldu. Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi (YİK) Üyesi Bülent Arınç'ın, yerine kayyum atanan HDP'li Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ile ilgili sözlerine, Cumhurbaşkanlığı, AK Parti ve MHP'den tepki geldi.


Ama hiç biri beni koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanlarının HDP önünde düştüğü durum kadar ilgilendirmiyor.


İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, HDP Diyarbakır il binası önünde eylem yapan aileleri ziyaret etti. Bakan Soylu, eylem yapan ailelerin ülkemizin tüm çocukları için orada bulunduklarını söyledi. Ama koskoca İçişleri Bakanı; “ Biz sizin çocuklarınızı getireceğiz. Türkiye Cumhuriyeti olmak bunu gerektirir” diyemedi.


Diyarbakır annelerine destek vermek için HDP il binasının önüne giden Aile Bakanı Selçuk da çaresiz oturma eylemi yapan annelerle birlikte HDP binası önünde oturdu.


Biz uluslararası arenada PKK’nın Kürt halkına zarar veren bir terör örgütü olduğunu göstermeye çalışalım derken koca koca bakanlar oraya gidip Türkiye Cumhuriyeti’ni aciz göstersin istemedik.